İlk Boracay tatilimizde tekrar Boracay’a geleceğimizin kararını vermiş, bize katılabileceğini düşündüğümüz arkadaşlarımızı Mart sonu Nisan başı yapmak istediğimiz ikinci Boracay tatiline davet etmiştik. Maalesef arkadaşlarımız çeşitli nedenlerden dolayı bize katılamadılar. Bu durumda biz de Boracay’ın keyfini baş başa çıkardık 🙂

Boracay’a gelmeden iki gün önce eşim Suzhou Maratonuna katıldığından Boracay için çok hazırlık yapma fırsatı bulamadık (hazırlıktan kastım selfie çubuğu ve de deniz altı kamerası) Hatta bavulumuzu da iş dönüşü bir iki saatte hazırlayabildik. Yolculuğa gelecek olursak, Cebu Pacific’in gece uçuşu Boracay için epeyce uygun. Yalnız Manila’ya vardığımızda hava alanı yoğunluğu sebebiyle bizi uçak içinde bir saat’den fazla beklettiler. Üzerine Şangay’dan eklediğimiz 20 dakikalık gecikmeyi de ekleyince Manila -Caticlan uçağını maalesef kaçırdık. Bir sonraki uçağa da full olduğu için alınmadık. Neyseki uçak seferlerinin saat aralıkları birbirine çok yakın. Uzun tartışmalar sonucu kendimizi bir sonraki uçağa aldırabildik. Sabah 9’da plaj’da olma planımız öğlen 12’yi buldu 🙂 Uçuş yorgunluğunu üzerimizden atmak için o günü kaldığımız otel’in plajında geçirmeye karar verdik.

Nisan ve Mayıs aylarında deniz maalesef epeyce yosunlu olurmuş. Biz pek araştırma yapmamıştık bu konu ile ilgili. Bizzat kendimiz gelmiş ve görmüş olduk. Sahil şeridi boyunca biriken yosunların herhangi bir zarari yok ama hem Boracay’ın güzel görüntüsünü bozmakta hem de benim gibi pimpirikli kişileri denize girerken tedirgin etmekte. Açıklara doğru yüzdükçe yosunlardan kurtulup berrak Boracay denizi ile başbaşa kalmanız mümkün. Denizin yosunlu olması dışında , hava ve de deniz sıcaklığı güneşlenmek ve denize girmek için gayet ideal. Bu tatilimiz için sevgili eşim Dinçer bir farklılık yaratmak adına, bir kaç aktivite planı yaptı. Günaşırı bir aktivite alarak tatilin keyfini çıkardık.

Yaptığımız aktivitelere gelecek olursam; Parasailing, iki kişi yapabileceğiniz bu aktivite için biz 15 dakikasına 2300 Php ödedik. Sizi hızlı tekne ile önce sahilden uzakta olan parasailing bekleme noktasına alıyorlar. Ordan da parasailing yapacağınız tekne sizi alıp daha açığa götürüyor ve maceranız orda başlıyor.

Sailing yapmak isteyenler için, yelkenli tekne (motorsuz) ile tüm ada turu. İsteyenler tüm ada turu yerine yarım ada turu da alabilir. Biz tüm ada turu aldık. Yaklaşık iki saat süren tur adanın arka tarafındaki dalgalar yüzünden biraz zor geçti. Snorkel için genelde adanın kalabalık olan tarafında mola verildi.. İki kişi iki saate 2000 Php ödedik.

Benim en çok sevdiğim atraksiyon ise Paddling oldu. 1 saati 400 Php ama siz pazarlıkla bu fiyatı aşağı çekebilirsiniz. Çoğu çift iki tane board kiralayıp ayrı ayrı kullanmayı tercih etmişler. Yan yana giderek hem sohbet ediyor hem de günlük egzersizlerini yapma fırsatı buluyorlar. Ben tembellik ederek Dinçer’in kürek çektiği board’da güneşlenmeyi tercih ettim. Tavsiye ederim bu daha zevkli 🙂

Akşam üzerleri ise, Diniwid plajı : Station 1’in başındaki plajda bir kaç irili ufaklı restorant-cafe bulunmakta. Bizim favorimiz Wahine Bar 🙂  Gün batışı burdan bir başka oluyor. Buranın biraz ilerisinde de Spider House Cafe/Otel’de de bir şeyler atıştırıp denize girebilirsiniz. Mekan oldukça popüler. Erken giderseniz gölgede yer bulma şansınız olabilir. Benim gibi kıyıdan denize girmek yerine derinden direk dalmak isteyenler için ideal bir yer. Biraz ilerisinde bulunan platform’da da güneşlenebilirsiniz.

Bu ara da akşam üzeri sahil tarafı epeyce hareketlenmekte. Özellikle Filipinli gençlerin takım halinde frizbi oynamalarını seyretmenizi tavsiye ederim. Onlardan özenip biz de bir frizbi aldık. Hem denizde hem de kumsalda oynayabileceğiniz zevkli başka bir aktivite.

Aksam yemekleri için ise; Wet Market ya da diğer adıyla D*Tali Papa: Yerli ve yabancı turistlerin taze deniz ürünü yemek için geldikleri, önce yiyecekleri deniz ürününü ordaki balık pazarından alıp sonra yine o mekanda bulunan restorantlarda pişirtip afiyetle yediği mekanların olduğu alan. Restoranların menülerinden deniz ürününüzü nasıl pişirmeleri gerektiğine karar veriyosunuz. Restoranların kendi menüsünden de pilav,salata ve içecek seçmeniz mümkün. Kilo başına pişirme ücreti ve ayrıca sipariş ettiklerinizin fiyat toplamı ve de balık pazarından aldığınız deniz ürünlerinin fiyatları üst üste konduğunda normal bir restorant fiyatı ediyor. Tabii pazarlık yeteneğiniz varsa fiyatı daha rahat kontrol edebilirsiniz. Ya da direk D*Mall için de bulunan bizim favori mekanımız Cyma – Greek Restorantına gidebilirsiniz. Yalnız çoğu zaman çok kalabalık oluyor. Erken ya da geç gitmenizi tavsiye ederim. Biz nerdeyse üç akşam üstüste gitmeyi başarıyorduk 🙂 Sanırım Filipinlerden bıkmak mümkün değil. 3.cü kez Boracay’a mı yoksa Filipinlerin başka bir adasına mı gideriz bilemiyorum ama tekrar Filipinler yapmak istediğimize çok emininiz. Bakalım zaman ne gösterecek 🙂 Boracay’a gidecek olanlara iyi eğlenceler 🙂